Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adalet Nedir?

Resim
Adalet Nedir? Adalet, idarecilerin süsü ve güzelliğidir * Geçici lezzetlere, çabuk biten, tükenen dünyalıklara aldanmamalıdır. * Kulluk; her an Allahü teâlâya muhtaç olduğunu bilmek ve Onun Resulüne tam tâbi olmaktır. * Kur'an-ı kerim okunan eve bereket ve iyilik gelir. Melekler toplanıp, şeytanlar oradan kaçar. * Nafile ibadetlerin, farzlar yanındaki kıymeti, okyanus yanında, bir damla su gibi bile değildir. * Mal biriktirme hırsı olan kimseler, her zaman sıkıntı ve üzüntü içinde olurlar. * İhlas, dünya faydalarını düşünmeyip ibadetlerini yalnız Allahü teâlânın rızası için yapmaktır. * Dua, müminin silahıdır ve dinin direğidir. Göklerin ve yerin nurudur. * Allahü teâlâ günahları görür ve örter. İnsanlar ise, görmez ve söyler. * En büyük sermaye, Allahü teâlâya güvenip, insanlardan bir şey beklememektir. * Kim gülerek günah işlerse, ağlayarak Cehenneme gider. * Adalet, halkın dirliği ve düzeni; idarecilerin ise, süsü ve güzelliğidir. * Müminde, ihla

Cuma namazının kılınışı

Resim
Cuma namazının kılınışı Cuma namazı nasıl kılınır cuma namazı kaç rekattır cuma namazı, cuma Cuma namazı nasıl kılınır Sual: Cuma namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır? CEVAP Cuma günü 16 rekat namaz kılınır. [Bunun iki rekatını kılmak farzdır. Öğle namazından daha kuvvetli farzdır.] Bunlar sırası ile şöyledir: 1- Önce, Cumanın dört rekatlık ilk sünneti kılınır. Bu sünnet, öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sonra, cami içinde ikinci ezan ve hutbe okunur. Hutbe okunduktan sonra, ikamet okunup, cemaat ile Cuma namazının iki rekatlık farzı kılınır. 2- Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, dört rekatlık son sünneti kılınır. Bunun kılınışı öğle namazının ilk sünneti gibidir. 3- Bundan sonra, “Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya” diye niyet ederek, öğle namazının farzı gibi zuhr-i ahir denilen bir namaz kılınır. 4- Sonra da, sabah namazının sünneti gibi iki rekat vaktin sünneti kılınır. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbihler okunup,

Amel imandan parça değildir

Resim
Amel imandan parça değildir Sual: Amel imandan parça mıdır, yani bir farzı yapmayan veya bir haramı işleyen kâfir olur mu? CEVAP Hayır, kâfir olmaz. Amel imandan bir parça olsaydı, her günah işleyen kâfir olurdu. Hiç müslüman kalmazdı. Mutezile ile Vehhabiler ve diğer bazı bid’at fırkaları, (Amel, imandan parçadır) demişlerse de, amel, imanın parçası değildir. Küfrün zıddı iman, günahın zıddı ise ibadettir. İmanı bırakan kâfir olur, ibadeti terk eden günahkâr olur. Amelsiz iman makbuldür, imansız amel ise makbul değildir. Kadınların muayyen hallerinde olduğu gibi, namaz, oruç gibi ibadetleri bırakmak caiz ve gerekirken, imanı hiçbir zaman bırakmak caiz olmaz. Yalnız iman ile Cennete girilirse de, yalnız amel ile Cennete girilmez. Amelsiz iman makbul, imansız amel ise makbul değildir. İmanı olmayanların yaptığı ibadetler, ahirette hiçbir işe yaramaz. İman başkasına hediye edilmez, fakat amelin sevabı, başkalarına hediye edilir. İman vasiyet edilmez, fakat kendi için amel ya

Emali kasidesi

Resim
Emali kasidesi Sual: Emali kasidesini çok övüyorlar. Bu kaside hakkında bilgi verir misiniz? CEVAP Büyük İslam âlimlerinden, Siraciyye fetva kitabının sahibi, Ali Uşi hazretlerinin yazdığı Emali kasidesinde, Ehl-i sünnet itikadı manzum olarak çok güzel anlatılmıştır. Orijinal aslı şahane bir manzumedir. Bu eserde özetle deniyor ki: Allahü teâlâ, ezeli ve ebedidir. Hayrı da, şerri de yaratan odur. Fakat O, şerre razı değildir. Allah’ın sıfatları, zatının aynı da, gayrı da değildir. Bütün sıfatları da ezeli ve ebedidir. O hiçbir şeye benzemez. Her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, Arşı da yaratmıştır, fakat oraya yerleşmiş denilemez. Çünkü Arşı yaratmadan önce de var idi. Mekandan ve zamandan münezzehtir. Mukallidin imanı muteberdir. [Ana babasını, hocalarını taklit ederek, doğru itikada kavuşan kimsenin imanı sahihtir. Ancak, inceleyip araştırmadığı için, yani fen bilgilerini kısaca öğrenip, Allahü teâlânın varlığını düşünmediği için, günah işlemiştir. Fen bilgisini öğ

Fıkh-ı ekberden parçalar

Resim
Fıkh-ı ekberden parçalar İmam-ı azam hazretlerinin Fıkh-ı ekber kitabının bazı bölümleri şöyledir: İman Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, hesap, mizan, Cennet ve Cehenneme inanmak ve hepsini hak bilmektir. Allah, birdir, doğmamış ve doğurmamıştır. Ona hiçbir şey denk değildir. O yarattıklarından hiçbirine benzemez, isimleri, zati ve fiili sıfatıyla hep var olmuş ve var olacaktır. Onun İsim ve sıfatlarından hiçbiri sonradan olma değildir, hepsi ezelidir. O ilmiyle daima bilir, kudretiyle daima kadirdir. Kelam ile konuşur, yaratması ile daima halıktır, fiili ile daima faildir. Yapılan şey mahluktur. Allah’ın fiili ise mahluk değildir. [Fiil; iş, fail ise iş yapan demektir. Kadir, her şeye gücü yetendir.] Tevhidin aslı, Amentü’ye inanmaktır. Kur’anda zikredilen el, yüz ve nefs gibi şeyler, keyfiyetsiz sıfatlardır. Onun eli, kudreti veya nimetidir denilemez. Çünkü bu takdirde sıfat iptal e

Ehl-i Sünnet İtikadında Olmanın Şartları

Resim
Ehl-i Sünnet İtikadında Olmanın Şartları İtikat, Kabir, İman, İslam, Kuran, Kıble Azab, Evliya, Keramet Ehl-i sünnet itikadı Sual: Ehl-i sünnet itikadında olmanın şartları nelerdir? CEVAP Ehl-i sünnet itikadından, önemli olanlardan bazıları şunlardır: 1- Amentü’deki altı esasa inanmak. [Hayrın, şerrin ve her şeyin Allah’tan olduğuna inanmak. İnsanda irade-i cüziye vardır. İşlediği günahlardan mesuldür.] 2- Amel, imandan parça değildir. Yani ibadet etmeyen veya günah işleyen mümine kâfir denmez. [Vehhabiler, (amel imanın parçasıdır, namaz kılmayan ve haram işleyen kâfirdir) derler.] 3- İman ya vardır ya yoktur, artıp eksilmez. [Parlaklığı artıp eksilir.] 4- Kur’an-ı kerim mahluk [yaratık] değildir. 5- Allah mekândan münezzehtir. [Vehhabiler, (Allah gökte veya Arşta) derler. Bu küfürdür.] 6- Ehl-i kıble tekfir edilmez. [Vehhabiler, kendilerinden başka herkese kâfir derler.] 7- Kabir suali ve kabir azabı haktır. 8- Gaybı yalnız Allah bilir, dilerse enbiya ve

Kelime-i Tevhidin Manası

Resim
Kelime-i Tevhidin Manası Müslüman, La ilahe İllallah Muhammedün Resulullah Kelime-i tevhidin manası Sual: Kelime-i tevhidin manası nedir? CEVAP Müslüman olan bir kimseye, ilk önce (La ilahe illallah, Muhammedün resulullah) kelimesinin manasını bilmek ve inanmak farzdır. Bu kelimeye Kelime-i tevhid denir. Kısaca manası, (Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam da Onun Resulüdür) demektir. Kelime-i tevhidin manasını, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklıyor: İnsanlar yok idi. Sonradan yaratıldı. İnsanların bir yaratanı vardır. Her varlığı, O yaratmıştır. Bu yaratan birdir. Ortağı, benzeri yoktur. Bir ikincisi yoktur. O, hep var idi. Varlığının başlangıcı yoktur. Hep vardır. Varlığının sonu olmaz. Yok olmaz. Onun hep var olması gerekir. O, yok olamaz. Varlığı kendindendir. Hiçbir sebebe ihtiyacı yoktur. Her şeyi var eden, her varı her an varlıkta durduran Odur. O, madde değildir. Hiçbir maddede bulunmaz. Şekli yoktur. Ölçülmez. Nasıldır diye sorulmaz. O deyince,

Gayba İman Esastır

Resim
Gayba İman Esastır Gayb, Seyyid, Abdülhakim, Arvasi, İman Tarifi, İman, Huzur, Din Gayba iman esastır Sual: Tam İlmihal’in iman bahsinde, Seyyid Abdülhakim efendi imanı şöyle tarif ediyor: “Server-i âlem olan Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmaksızın, tasdik ve itikat etmektir, inanmaktır. Akla uygun olduğu için tasdik ederse, aklı tasdik etmiş olur. Resulü tasdik etmiş olmaz veya Resulü ve aklı birlikte tasdik etmiş olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, iman olmaz; çünkü iman parçalanamaz. Akıl, Resulullahın bildirdiklerini uygun bulursa, bu aklın kâmil, selîm olduğu anlaşılır.” Bu tarif, aklı dışlamıyor mu? CEVAP Asla dışlamıyor. Bu tarif selim olan akla değil, sakim olan akla zıt olabilir. Sakim olan aklın anlamaması da önemsizdir. Yine diyor ki: Bu tarif, Kur'anı anlamaya mani olmak için konulmuş bir engeldir. CEVAP Tam aksine, dini aklına uydurmaya çalışanlara enge

Nasıl Müslüman Oldular ?

Resim
Nasıl Müslüman Oldular ? Müslüman, Müslümanlık, Yabancı Yeni Müslüman olan Sual: Yeni Müslüman olan bir yabancı arkadaş var. Buna ilk önce neyi öğretmeliyiz? CEVAP İlk önce imanı, yani Allahü teâlâyı, Onun sıfatlarını, Resulullah efendimizin Allah’ın Peygamberi olduğunu, Amentü’de bildirilen altı esası, sonra da İslam’ın beş şartını öğretip namaz kılmasını sağlamalıdır. Çünkü bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kitab ehli olan bir kavme görevle gidince, önce, La ilahe illallah Muhammedün Resulullah demeye davet et. Bunu kabul ederlerse, günde beş vakit namazın farz olduğunu bildir. Bunu da kabul ederlerse, Allah’ın Müslümanların zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen zekatı farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud] Bu hadis-i şerifte ilk önce, Allah’a imanla birlikte Resulünü de tasdik bildirilmiştir. Resulullahı tasdik etmeyen mümin ve Müslüman olamaz. Sual: Yeni müslüman olanın veya akıl-baliğ olan çocuğun, önce Kelime-i şehadet söylemesi ve bunun manas

Kelime-i Şehadeti Söylemek Hakkında

Resim
Kelime-i Şehadeti Söylemek Hakkında Müslüman, Şehadet, Batıl, Amentü Allah'a iman,  Kelime-i şehadeti söylemek Sual: Müslüman olmak için (Kelime-i şehadet) söylemek yeterli midir? CEVAP Sadece Kelime-i şehadet söylemek yetmez. Önceki bâtıl dinini terk ettikten sonra, Amentü’de bildirilen altı şarta da inanmak lazımdır. Amentü’nün ilk şartı Allah’a imandır. (Allah'a inandım) demek de yetmez. Allah’a nasıl inanıyor? Her şeyi yaratana mı inanıyor? Yoksa hiçbir şeyden haberi olmayan bir puta mı? Bunun için Allahü teâlânın, sıfat-ı zatiyye ve sıfat-ı sübûtiyye denilen sıfatlarını bilmek gerekir. Allahü teâlâya, böyle sıfatlarını bilerek inanmak gerektiği gibi, meleklere de, peygamberlere de sıfatlarıyla inanmak gerekir. Mesela, meleklerde erkeklik dişilik olmadığını bilmek gerekir. Peygamberlerin sıfatlarını, mesela, yalancı olmadıklarını, hiç günah işlemediklerini bilmek, diğer şartlara da, bildirildiği gibi inanmak lazımdır. Bunlardan biri noksan olursa, o iman geç

Doğru İman ve İmanı Korumak İçin

Resim
Doğru İman ve İmanı Korumak İçin Doğru İman, Ahiret, İnanmak, Cennet, Cehennem, Amentü, Altı Esas,  Doğru İnanmak, Ahirette kurtulmak Doğru iman ve imanı korumak Sual: Ahirette kurtulmak neye bağlıdır? CEVAP Bazıları Allah’a inanan herkesin Cennete gideceğini sanıyor. Bu çok yanlıştır. Amentü’deki altı esastan birine inanmayanın imanı geçersizdir. Bunun için inanmak değil, doğru inanmak önemlidir. Ahirette kurtulmak, ibadetin çok olmasına değil, doğru imana bağlıdır. İhlaslı ameli az da olsa, hatta hiç ameli olmasa, zerre kadar doğru imanı olsa yine Cennete girer. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kalbinde zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz.) [Buhari, Müslim] Dünyadan herkes ahirete yolculuk yapıyor. Herkes bir vasıtaya binip gidiyor. Bir vasıtaya binmek değil, doğru vasıtaya binmek önemlidir. Yanlış vasıtaya binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Kâbe’ye gitmek için niyet edip Paris’e giden uçağa binen, niyeti halis olsa da Kâbe’ye vara

İmanın ve İslamın Şartları Nedir

Resim
İmanın ve İslamın Şartları Nedir İmanın şartları islamın şartları müslüman islam İmanın ve İslam'ın şartları Sual: Her müslümanın bilmesi gereken zaruri iman bilgilerini kısaca bildirir misiniz? CEVAP Zaruri gereken iman bilgisi, imanın ve İslam’ın şartlarıdır. Kısaca aşağıda bildiriyoruz. Geniş olarak Amentü’nün esasları kısmında bilgi var. İmanın şartları şunlardır: 1- Allah’a inanmak Allahü teâlâ, vacib-ül-vücud [varlığı lazım olan] ve hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allahü teâlâ zamandan, mekandan münezzehtir. Hiçbir şeye benzemez. Allahü teâlânın, sıfat-ı zatiyyesi altıdır: Vücud, Kıdem, Beka, Vahdaniyyet, Muhalefet-ün lil-havadis, Kıyam bi-nefsihi. [Vücud var olmak, Kıdem varlığının öncesi olmamak, Beka varlığı sonsuz olmak, hiç yok olmamak, Vahdaniyyet ortağı, benzeri olmamak, Muhalefet-ün lil-havadis hiçbir şeyinde, hiçbir mahluka, hiçbir bakımdan benzememek, Kıyam bi-nefsihi varlığı kendinden olmak,

İman Nedir

Resim
İman Nedir ? İman Amentü İman nedir? Sual: İman nedir? CEVAP İman, bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafından bildirilen, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir. Amentü şöyledir: Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü. [Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdiği kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanıyorum. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın da Allah’ın kulu ve son Peygamberi olduğuna şehadet ediyorum.] İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği dini, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan tasdik etmek yani kabul edip, beğenip, inan